20. asrın ilk yıllarından beri gerek sanayinin gelişmesi gerek de çağdaş mimarideki isteklerin artması ile, çağdaş inşaat yöntemlerinin yoğun olarak kullanılmaya başlanması; yapı malzemelerinin, taşıyıcılık vazifelerinin azalmasını, incelmesini ve ısı geçirgenlik dayanımının mühim oranda azalmasına imkan vermiştir. Isı geçirgenlik dayanımının azalması yapı malzemesi yüzeyinde yoğuşmaya neden olmaktadır. Isı geçirgenlik dayanımının arttırılması, dolayısıyla ısı ekonomisinin sağlanması ve yapı malzemesi yüzeyindeki yoğuşmaya engel alınması maksadı ile inşa edilen yapılardaki duvarlarda birden çok yapı elemanı kullanılması zorunlu olmuştur.
Ekonomi ve konfor gereği olarak yapı elemanlarında kullanılan ısı yalıtım malzemeleri su veya nem ihtiva etmedikleri sürece hesaplama sırasında kabul edilen ön koşul vasıflarını sağlayabilirler. Lakin su ya da nem, bilindiği üzere epey iyi ısı geçirgenliği olan bir malzeme olup, yalıtım malzemeleri içindeki kılcal hava kanallarını ya da gözeneklerini doldurduğu zaman yalıtım malzemesinin ısı geçirgenlik seviyesini azaltmaktadır. Ayriyeten su ya da nemin ısı yalıtım malzemesi içinde kışın donması ya da yazın buharlaşması bu malzemenin deformasyonuna yol açmaktadır.
Yapı malzemelerinde kullanım koşullarına bağlı olarak yazın ya da kışın meydana çıkan yoğuşma veya terleme hadisesi; hava ile temas eden yapı malzemesi yüzey sıcaklığının, havanın çiğ noktası sıcaklığının altında olması halinde gözlenmektedir. Kışın yapı malzemeleri iç yüzeyinde görülen (pencere, izolasyonsuz kolon ve kirişlerde, çatı iç yüzeylerinde) bu hadise bazı spesifik koşullarda yapı malzemelerinin içinde de gerçekleşebilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder